National Sleep Foundation’a göre, yaklaşık doksan milyon Amerikalı uyurken horluyor. Çevreye rahatsızlık vermesinden öte, horlama ciddi problemlere işaret ediyor olabilir. Aslında birçok çalışma, kalitesiz uykunun kilo alımından, bilişsel işlevlerin bozulmasına kadar çok sayıda sağlık faktörü üzerinde olumsuz bir etkisi olabileceğini gösteriyor. En basiti, horlama, kaliteli bir uyku uyuyamadığınızın en açık göstergesidir. Uyku kalitesini arttırmanın ve horlamayı azaltmanın ya da ortadan kaldırmanın, ağız sağlığı ve diş sağlığı da dahil olmak üzere, genel sağlığı iyileştirmenin en iyi yollarından biri olduğunu söyleyebilirim.
Horlamak Neden Bu Kadar Sakıncalıdır ?
Yanınızda uyuyan kişiyi rahatsız etmenin ötesinde, horlamak, uyku apnesinin ve uyurken rahat nefes alınamadığının bir göstergesidir. Bu durum eskiye göre daha yaygındır ; bazı araştırmalar günümüzde, her iki kadından birinin uyurken nefes alma problemi olduğunu gösteriyor.
İki çeşit uyku apnesi vardır : Birincisi üst solunum yolunun, uyurken hava akışını büyük ölçüde veya tamamen durdurduğu bir seviyeye kadar tıkandığı “obstrüktif uyku apnesi”, ikincisiyse beynin, vücudun nefes alması gerektiğini gösteren sinyaller vermediği “merkezi uyku apnesi”.
Horlama probleminiz varsa, bu, genel sağlığınız açısından bu kötü bir haberdir. Mayo Clinic’e göre, uyku apnesi gündüzleri uykusuzluk, konsantrasyon güçlüğü, yüksek tansiyon, kalp krizi ve felç riskini artırabilir.
Bunun dışında, son araştırmalar uyku kalitesi ve ağız sağlığı arasında doğrudan bir ilişki olduğunu gösteriyor.
230 diş hekimliği öğrencisine ait 2017’de yapılmış bir anket çalışmasında, ağız sağlığı açısından zayıf olan kişilerin daha fazla uyku bozukluğu ve yorgunluk eğilimleri olduğunu, aynı zamanda düzenli diş ipi kullanan insanların da daha iyi dinlendikleri belirlendi.
Kalitesiz Uyku, Ağız Sağlığını Nasıl Etkiler?
Eğer obstrüktif uyku apneniz varsa muhtemelen uyurken dişlerinizi gıcırdatıyorsunuzdur. 2015 yılında yapılan bir çalışmada, obstrüktif uyku apnesi oluşumunun dişleri gıcırdatma ile ilişkili olduğu ve hatta bazı bruksizm(diş gıcırdatma) vakalarının doğrudan apneye neden olabildiği öne sürüldü.
Diş gıcırdatma, tekrar nefes almak için vücudunuzun güç uyguladığının göstergelerinden birisidir. Bu durumlarda, diş gıcırdatma yüzünden, çene kemiğiniz ve dişleriniz zarar görebilir, diş etleriniz çekilebilir, çürük oluşma riski artabilir ve dişlerinizde hassasiyet başlayabilir. Bunun dışında bu durum çenenizde de kronik ağrıya sebep olabilir. Eğer horluyorsanız, bu, uyurken ağzınızdan nefes alıyorsunuz demektir ve ağızdan nefes almak da birçok farklı probleme neden olabilir.
Ağızdan nefes almak, en başta ağız kuruluğuna sebep olur. Bu da, dişleriniz uyanıkken olduğu gibi tükürükle kaplı olmadığı için, çürük riskini arttırır. Bu oldukça önemlidir. Çünkü tükürük, diş sağlığının geri kazanılmasına ve oluşabilecek çürüklerin önlenmesine yardımcı olan remineralizasyon işleminde çok önemli bir rol oynar. Ayrıca, ağızdan nefes almak, pH seviyesini düşürerek ağızda daha asidik bir ortam oluşmasına da neden olur. Bu da, diş minesinde aşınmaya ve dişlerde tahribata yol açar. Ağızda kötü koku da, ağızdan nefes alınmasının beklenmedik bir yan etkisi olabilir; çünkü ağız kuruluğu yüzünden, oral yolla alınan zararlı bakterilerin belirli türleri kontrolsüzce çoğalır.
Ek olarak, 2012 ve 2013 yıllarında yapılan bir araştırmada, yaklaşık 30.000 hasta incelendi ve 11.000’den fazlasında uyku bozukluğu tespit edildi. Bu hastalarda, uyku bozukluğuna bağlı olarak daha yüksek oranda diş eti iltihabı vardı. Bu oranlar, kalp – damar hastalığı riskini artırabilecek düzeydeydi.
Yani kısacası, horlamanın yan etkilerinden biri olan ağız kuruluğu, oral mikrobiyom açısından son derece sakıncalıdır.
Sıklıkla Horlamaya Neden Olduğu Görülen Altı Sebep
Horlamayı nasıl durduracağımıza bakmadan önce, gelin birlikte nasıl başladığına bakalım.
Anatomik açıdan bakıldığında, horlama, Non-Rem uykudan (hafif uyku) Rem uykuya (derin uyku) geçişte, yumuşak damak, dil ve boğazdaki kaslar gevşediğinde gerçekleşir. Daha sonra bu kaslar solunum yolunu kısmen kaparak nefes aldığınızda bir titreşim oluşmasına neden olur, bu olay da “horlama” olarak adlandırılır. Ve solunum yolu daha fazla kapandığında horlama şiddetlenir.
Tabii ki herkes horlamaz. Uyurken solunum yolunun kapanmasına neden olan bazı spesifik nedenler vardır. Mayo Clinic’e göre şu sebepler solunum yolunun kapanmasına ve dolayısıyla horlamaya neden olur:
•Ağzın ve sinüslerin doğal şekli : İnsanın solunum yolu sadece bir pipet uzunluğundadır ve aynı zamanda 90 derecelik bir açıyla bükülür (ağzınızdan boğazınıza doğru olan açıyı düşünün.) Ve boğaz kıvrımının olduğu yerde solunum yolu daha da daralır. Kaslarınız gün boyunca gergin ve uyanıkken, bu bir sorun teşkil etmez, fakat uyuduğunuz zaman, kaslar gevşemeye başlar ve bu da horlamaya neden olur. Daha büyük sinüslere, bademciklere veya benzer sorunlara sahip insanlar için bu problemler daha da şiddetlidir.
• Alkol kullanımı : Alkol, ağzınız ve boğazınızdaki kasların daha fazla gevşemesine neden olur ve bu da horlamaya yol açabilir.
• Sinüslerdeki ve burundaki sorunlar : Tıkanıklık ya da eğrilmiş bir nazal septum da solunum yollarının tıkanmasına katkıda bulunabilir ve bu nedenle horlama olabilir.
• Yorgunluk : Genellikle yeterince uyuyamıyorsanız, nihayet uykuya dalabildiğinizde boğaz kaslarınız daha da gevşeyebilir ve horlamaya yol açabilir.
• Uyku pozisyonu : Sırt üstü yattığınızda, yer çekimi solunum yolunuzu daraltabilir ve bu da horlama riskini arttırır.
• Uyku apnesi : Bahsettiğimiz gibi, uyku apnesi nedeniyle, uyku sırasında hava yolu tıkanabilir veya beynin nefes almasını söyleyen sinyaller kesilebilir. Vücut nefes almaya çalıştığında da horlama oluşmuş olur.
Horladığımı Nasıl Anlayabilirim?
Bunun en basit yolu eşinize, sevgilinize, aynı odayı paylaştığınız kardeşinize veya arkadaşınıza horlayıp horlamadığınızı sormaktır. Fakat daha kesin bir onay arıyorsanız ve belki de horlamanızın altındaki nedenleri araştırıyorsanız, doktorunuz bir uyku çalışmasını önerebilir.
Horlamayı Durdurmanın Yolları
Bazıları deneme yanılma olabilse de, aşağıdaki ipuçlarını uygulayarak, horlama üzerinde önemli bir etki yaratabilir ve hatta tamamen durdurabilirsiniz.
1. Alkol tüketimini azaltın : Alkol kullanımını azaltın ya da kesin. Özellikle uyku saatine yakın alkol tüketmemeye çalışın.
2. Bir uyku düzeni kurun ve bağlı kalın : Düzenli, dinlendirici bir uyku çekmeye çalışın.
3. Bir yastık kullanın : Kafanızı düz bir zemin yerine yastığa sokmak, özellikle sırt üstü uyumaya eğilimliyseniz, horlamayı durdurmak için hızlı ve kolay bir yol olabilir.
4. Bir burun spreyi kullanın : Eğer burnunuz tıkalıysa ve rahat nefes alamıyorsanız, burun deliklerinizi açmak için sprey kullanmanızı öneririm. Özellikle deniz/okyanus suyunu tercih edebilirsiniz.
5. Ağzınızı bantlamayı deneyin : Ağız bantlamayı ilk defa mı duyuyorsunuz ? Basitçe, vücudunuzu burnunuzdan nefes almaya teşvik etmek için ağza bir bant yapıştırma işlemidir. Bu, horlama riskini en aza indirerek, genel sağlığınıza iyi gelir. Yüksek tansiyon, anksiyete, depresyon ve bunların etkilerini ortadan kaldırmaya yardımcı olur.
Ağzınızı bantladığınızda rahatsız olmaktan veya uyurken bandı çıkarmaktan çekiniyorsanız, neden burnunuzdan nefes almakta zorlandığınız konusunu, bir kulak burun boğaz uzmanına danışmanızda yarar var.
Bunu, tamir bandı olarak adlandırılan bantlarla denemek istememeniz çok normal tabii ki. Bunun için size, piyasada tamamen bu amaç için kullanılan, ağzınıza veya cildinize zarar vermeyecek bantları öneriyorum.
Sonuç olarak;
Diş hekimleri, horlamaların hastalardaki etkilerini yeni yeni keşfetmeye başladılar fakat, kalitesiz bir uykunun ağız sağlığına zarar verdiği çok açık. Eğer horlamayı bırakmak istiyorsanız, sorunun ana nedenini belirlemek ve iyileştirmek için diş hekiminizle görüşmeniz iyi olacaktır.
Bu yazılarımız da ilginizi çekebilir: